Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi
Toplumları dünya üzerinde tanınır ve etkileyici kılan, milletleri yeryüzünde iz bırakan bir özelliğe kavuşturan ve örnek hâle getiren aslî unsurun, o toplumun/milletin sahip olduğu ve miras bıraktığı medeniyet yapıcı/kurucu dinamikler olduğuna şüphe yoktur. Bir ülkenin zenginliği, elbette ki o ülkedeki bireylerin yaşam standartlarını yükseltmekte ve ülkeyi birçok açıdan dünya politikasında etkili hâle getirmektedir. Askerî kudret ve güçlü silâh teknolojilerine sahip olma da bir ülkenin caydırıcı etkisini ve söz dinlettirme kabiliyetini artırmaktadır. Ancak askerî kudret ve ekonomik refahın, bir değerler silsilesi yaratmada ve bunu evrenselleştirerek en azından bazı açılardan insanlığın malı hâline getirmede yeterli olmadığı bilinmektedir. Şu an yeryüzündeki pek çok bağımsız, gelişmiş ve güçlü devlet, bu durumun canlı örneği ve ileri sürülen önermenin delili konumundadır. Keza tarihin tozlu sayfaları; askerî ve ekonomik gücün dünya siyasetini belirlemedeki, kültürel biçimlenişini ve yönelişini yönlendirmedeki etkisinin sanıldığından daha az olduğunu gösteren örneklerle doludur.
Kendilerini büyük bir medeniyetin mirasçısı ve aynı zamanda yeni bir medeniyet inşasının gönüllü kolbaşları olarak gören TASAV araştırmacıları; toplumsal kurumlar, aile, millet, din, gelenekler, cemaatleşme, mezhepler, medya/iletişim, güzel sanatlar, mimarî, kentleşme, şehir ve bölge planları, turizm, çevre sorunları, sürdürülebilir üretim ve tüketim, sanayi politikaları, tarım, ormancılık, hayvancılık, ulaşım, altyapı sorunları, eğitim, sağlık, nüfus/göç, sosyal güvenlik, sivil toplum örgütlenmesi, sosyal yardımlar, engelliler, dezavantajlı toplumsal gruplar, kadın statüsü, gençlik, kimlik sorunları, istihdamın artırılması gibi sosyal, kültürel ve sanatsal pek çok konuda çalışmalar yürütmektedirler.