Ekonomi, Enerji ve Teknoloji Araştırmaları Merkezi

Günümüz dünyasında ekonomik gelişmişliğin toplumların istikrarında, huzurlu yaşamasında ve varlığını güven içinde devam ettirmesinde çok önemli bir rol oynadığına şüphe bulunmamaktadır. Benzer şekilde, ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleri ile toplumların refah ve güvenlikleri arasında büyük ölçüde bir korelasyon olduğunu söylemek mümkündür. Yeryüzündeki hemen her faaliyetin ekonomik bir boyutunun bulunduğu, fikrî eserler de dâhil olmak üzere üretilen her türlü mal, hizmet, eser ve hatta bilginin parasallaştırılabildiği, ticaretin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar geliştiği ve küresel bir nitelik kazandığı, ekonomik aklın hayatın pek çok alanına sirayet ettiği de bilinen gerçeklerdir. Kısacası içinde yaşadığımız çağda ekonomi, doğrudan ve dolaylı etkileriyle sıradan vatandaşın gündeminde bile en üst sıralarda yer almakta, ülkelerin politika yapıcılarının karar alma ve siyaset üretme süreçlerinde çok belirleyici bir değişken olmaktadır.

Güçlü, kırılganlık riskinden kurtulmuş, iç dinamikleri sağlam ve üretken bir ekonominin zor bir coğrafyada ayakta kalmanın asgarî şartı olduğu büyük ölçüde genel kabul gören bir husustur. Bu genel kabulü bir hareket noktası olarak benimseyen TASAV uzmanları; ekonomik zihniyet, ekonomi-politik, piyasa mekanizmaları, rekabetin tesisi, devlet müdahaleleri, teşvikler, vergi politikaları, ekonomik tasarruf araçları, ekonomik istikrar, kalkınma, büyüme, para ve maliye politikaları, borçlanma, cari açık, enflasyon, bankacılık, sermaye piyasaları, sanayileşme, dış ticaret, bütçe ve bütçeleme, kamu maliyesi, özelleştirme, mal ve hizmet borsaları, sigortacılık, işsizlik gibi konularda araştırmalar yapmaktadırlar.

Enerjinin kalkınmanın önemli bileşenlerinden biri olduğu, insanoğlunun yaşam standartlarının yükseltilmesinde hayatî bir rol oynadığı bilinmektedir. 19. yüzyılda kömürün sınaî amaçlarla kullanımından itibaren, ama özellikle petrolün dünya ölçeğinde yaygınlık kazanmaya başladığı 20. yüzyılın başlarından itibaren, enerji kaynakları, ülkelerin hem rekabet üstünlüğü sağlamada istifade ettikleri hem de uğruna büyük mücadelelere girdikleri ve hatta savaşlar çıkardıkları stratejik bir konu olmuştur. Dünyada teknolojik gelişmelerin büyük bir hıza eriştiği, sermaye hareketlerinin yaygınlaştığı, gelişmekte olan ülkelerin enerjiye duydukları ihtiyacın katlanarak büyüdüğü 21. yüzyılda ise, enerji başlığı, uzunca bir süredir sahip olduğu “stratejik konu” özelliğini sürdürmektedir. Bu bağlamda, enerji diplomasisi, bugünkü uluslararası ilişkilerde ciddî ağırlığa sahip bir parametredir. Net enerji ihracatçısı ülkeler içinde Rusya hariç hiçbir ülkenin çok ciddî bir teknik-ekonomik-askerî güç olmaması, keza bu ülkelerin birçoğunun otokrat rejimler eliyle yönetilmesi, yeryüzündeki enerji oyununu karmaşıklaştırmakta, onu ekonomi, mühendislik ve dış politika gibi farklı disiplinlerin bir kesişme noktası hâline getirmektedir.

Enerjinin ifade ettiği bu anlam çerçevesinde TASAV uzmanları; enerji arz güvenliği, enerji diplomasisi, enerji stratejileri, enerji nakil güzergâhları, enerji iletim ve dağıtım hatları, enerji ticareti, enerji piyasaları, enerji projeksiyonları, fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz, asfaltit, nafta, vb.), yenilenebilir enerji kaynakları (hidrolik, rüzgâr, jeotermal, güneş, vb.), nükleer enerji, enerji tasarrufu ve verimliliği, iklim değişikliği ve enerji kaynaklı emisyonlar, biyoyakıtlar, alternatif enerji kaynakları ve yenilikçi enerji teknolojileri gibi konularda çalışmalar yapmaktadırlar.

Teknoloji de kalkınmanın günümüzdeki en aktif araçlarından birisi olup, kalkınmanın da ötesinde milli güvenlik alanına da bulunmaktadır. Teknoloji başlığı altında TASAV uzmanları; bilişim, sanayi, AR-GE, internet, güncel teknoloji akımları, siber güvenlik, bilgi güvenliği farkındalığı, bilişim sanayi ve teknoloji politikaları gibi konularda çalışmalar yapmaktadırlar.