SUNUŞ
İnsanlığın varoluşundan bu yana temel ihtiyaçların başında gelen beslenme, günümüzde sadece biyolojik bir ihtiyaç olmayıp, aynı zamanda ulusal güvenlikten ekonomik kalkınmaya, sürdürülebilir gelişmeden toplumsal refaha kadar pek çok alanla doğrudan ilişkilidir. Gıda üretiminin temelini oluşturan bu alanlar, ülkelerin bağımsızlığını ve toplumların sağlıklı gelişimini güvence altına alacak temel unsurlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, tarım, gıda ve hayvancılık, stratejik sektörler olarak değerlendirilmelidir.
Tarım, doğal kaynakların rasyonel kullanımıyla doğrudan bağlantılıdır ve iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, nüfus artışı gibi küresel sorunlar karşısında stratejik önemini her geçen gün artırmaktadır. Tarımın sürdürülebilirliğini sağlayan hayvancılık, hem protein temininde hem de kırsal kalkınmanın desteklenmesinde kilit rol üstlenmektedir. Hayvansal üretim, besin çeşitliliği yanında istihdam ve ekonomik değer açısından önemli katkılar sunmaktadır.
Günümüzde tarım ve hayvancılığın en çok tartışılan yönlerinden biri de gıda güvenliği ve gıda güvencesidir. Gıdaya hem fiziksel hem de ekonomik erişimin sağlanması, yalnızca tarımsal üretim miktarıyla değil; üretim sürecinin güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir biçimde yürütülmesiyle de doğrudan ilişkilidir. Türkiye, bu bağlamda önemli adımlar atmış; organik tarım, iyi tarım uygulamaları, izlenebilirlik sistemleri ve gıda denetimleri ile gıda güvenliği alanında kurumsal kapasitesini geliştirmiştir. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, küresel krizlerin ve iklim değişikliğinin etkisiyle kırılganlaşan gıda sistemleri, Türkiye’de de yapısal dönüşümleri gerekli kılmıştır. Tarımda girdi maliyetlerinin artması, küçük üreticinin sistemde tutunmakta zorlanması, hayvancılıktaki arz-talep dengesizlikleri ve ithalata dayalı politikaların oluşturduğu riskler, yeni çözüm yolları bulunmasını gerekli hale getirmiştir.
Bu çerçevede; üreticilerin pazara doğrudan ve kısa zincirlerle erişiminin sağlanması, gıda fiyatlarının maliyet dışı nedenlerle yükselmesinin önüne geçilmesi, tarım desteklerinin üretici refahını artıracak şekilde tasarlanması büyük önem taşımaktadır. Hayvancılıkta ıslah programları, kaliteli yem üretimi ve hayvan sağlığına yönelik çalışmaların artırılması; gübre, tohum, yem ve mazot gibi temel girdilerin maliyetinin azaltılması, tarımsal kamu kuruluşlarının ve üretici birliklerinin etkinleştirilmesi, çiftçilerin örgütlü yapılarla güçlendirilmesi tarımı güçlendirecektir.
Tarım; üretimden pazarlamaya, yönetimden finansmana kadar çok boyutlu ve disiplinler-arası bir yapıya sahiptir. Yüksek verimlilik ve kaliteye sahip, teknoloji kullanabilen, rekabet gücü yüksek ve ihracat kapasitesi olan bir tarımsal yapının inşası temel hedef olmalıdır. Bu doğrultuda; başta tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan üretiminde olmak üzere dışa bağımlılığın azaltılması, çağdaş bitki koruma uygulamaları ve ekolojik ürün üretiminin teşvik edilmesi gereklidir. Bu süreçte kırsal kalkınma, üretim planlaması, kooperatifçilik, destekleme politikaları ve pazarlama stratejileri gibi konularla ilgili olarak tarım ekonomisi de kritik bir bilimsel alan olarak öne çıkmaktadır.
Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) olarak, Türk milletinin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlama misyonumuz doğrultusunda, Türkiye’nin stratejik sektörleri olan tarım, gıda ve hayvancılık ile ilgili değer üreten bir bilimsel çalışma yapmayı hedefledik. Bu anlayışla, tarım, hayvancılık ve gıda başlıklarında Türkiye’nin mevcut durumunu analiz ederken karşılaşılan sorunlara kalıcı çözümler üretme amacıyla somut politika tavsiyeleri ortaya koyan üç kitap hazırladık.
Dijitalleşmenin etkisiyle dönüşen günümüz şartlarına bakarak geleceğe dair bir vizyon sunmayı da amaçlayan bu kitaplarda, tarım ve hayvancılığın ticari, ekonomik, idari, stratejik, finansal ve pazarlama boyutları değerlendirilmiş, güvenli, kaliteli erişilebilir gıda üzerinde durulmuştur. Türkiye’nin sahip olduğu doğal kaynak zenginliği ve özgün şartlar temel alınarak; küresel ekonominin sunduğu fırsatlar ve tehditler çerçevesinde ülkemizin rekabet avantajını nasıl geliştirebileceğine dair çözüm önerileri sunulmuştur.
Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” vizyonuna katkı sağlama hedefiyle ortaya konan bu çalışmanın araştırmacılara, politika yapıcılara ve uygulayıcılara ilham vereceğine, sektör temsilcileri için referans bir başvuru kaynağı olacağına inanıyoruz. Alanında uzman bilim insanları ve uygulayıcıların katkılarıyla hazırlanan bu çalışma, teorik yaklaşımlarla birlikte saha verilerine dayalı analizleri de içeren güncel ve kapsamlı bir kaynak niteliğindedir ve Türkiye’nin mevcut durumuyla gelecek perspektifleri üzerine çeşitli değerlendirmeler de sunmaktadır.
Bu kapsamdaki eserlerden birisi, değerli bilim insanı Prof. Dr. Erol Turan ile Dr. Mustafa Alparslan Umarusman’ın editörlüğünde hazırlanan, tarım sektörünü birçok farklı boyutu ile alarak Türkiye’nin tarım politikalarını ve Türk tarımının mevcut durumunu analiz eden, tarımın sosyal, ekonomik, hukukî ve siyasî yansımalarını dikkate alarak bu alandaki sorunların çözümüne yönelik politika önerileri sunan “Türkiye’de Tarım Sektörü: Mevcut Durum, Sorun Alanları ve Çözüm Önerileri” başlıklı elinizdeki bu kitaptır. Literatüre önemli katkı sunacağına inandığımız bu kitap, alanında temayüz etmiş değerli bilim insanları ve uzmanlardan oluşan güçlü bir akademik kadronun çok kıymetli çalışmalarıyla hazırlanmıştır.
Bu eserin hazırlanmasında bilimsel katkıları, akademik titizlikleri ve emekleri için, Prof. Dr. Erol Turan ve Dr. Mustafa Alparslan Umarusman başta olmak üzere, özveriyle çalışan tüm değerli yazarlarımıza, ayrıca kitabın yayına hazırlanmasında katkı sağlayan TASAV çalışanlarına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
İsmail Faruk AKSU
TASAV Başkanı
GİRİŞ: TARIMIN DÖNÜŞEN YÜZÜ VE TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK YOL HARİTASI
Prof. Dr. Erol TURAN
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana tarım, yalnızca bir üretim biçimi değil, aynı zamanda toplumsal yaşamın, kültürün ve ekonominin temel yapı taşlarından biri olmuştur. Gıda üretiminin sürekliliği, insan yaşamının sürdürülebilirliği açısından hayati bir öneme sahiptir. Ancak 21. yüzyılda, tarım sektörü; iklim değişikliği, nüfus artışı, doğal kaynakların tükenmesi, kentleşme, küresel rekabet ve teknolojik dönüşüm gibi birçok meydan okumayla karşı karşıyadır (FAO, 2021). Bu nedenle tarım artık yalnızca geleneksel yöntemlerle ele alınabilecek bir alan olmaktan çıkmış; çok disiplinli, stratejik ve yenilikçi yaklaşımlar gerektiren bir sektöre dönüşmüştür.
Küresel ve Ulusal Bağlamda Tarım Politikaları
Tarım politikaları, bir ülkenin gıda güvenliği, kırsal kalkınma, çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda şekillenir. Bugün geldiğimiz noktada, sadece verimlilik odaklı politikaların yeterli olmadığı; üretici refahını, çevreyi ve tüketici sağlığını da gözeten bütüncül bir tarım politikasına ihtiyaç olduğu açıktır (OECD, 2020).
Küresel düzeyde tarım politikaları, giderek daha fazla iklim değişikliğiyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması, çevresel etkilerin azaltılması ve yenilikçi teknolojilerin yaygınlaştırılması gibi başlıklara odaklanmaktadır. Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası (CAP) örneğinde olduğu gibi, sürdürülebilirlik temelli teşvik sistemleri, çevre dostu üretim yöntemlerinin benimsenmesini teşvik etmektedir (European Commission, 2023).
Türkiye tarım politikaları ise tarihsel olarak destekleme alımları, sübvansiyonlar ve fiyat müdahaleleri üzerine kurgulanmış; zaman içinde Avrupa Birliği’ne uyum süreci, Dünya Ticaret Örgütü normları ve serbest piyasa koşulları gibi faktörlerle dönüşüme uğramıştır (Çakmak, 2019). Ancak uygulanan politikaların, özellikle küçük ölçekli üreticilerin güçlendirilmesi, gençlerin tarıma yönlendirilmesi ve kırsal altyapının geliştirilmesi konularında yeterince etkili olamadığı görülmektedir.
Tarım politikalarının yeniden yapılandırılması sürecinde, üretici kooperatiflerinin desteklenmesi, bölgesel kalkınma odaklı planlamaların yapılması, girdi maliyetlerinin azaltılması ve tarımsal pazarlama kanallarının çeşitlendirilmesi öncelikli alanlar olmalıdır (Kızılay & Gündoğmuş, 2020). Ayrıca, tarımsal desteklerin dağılımında etkinlik ve şeffaflık sağlanması, kooperatifçilik ve örgütlü üretimin güçlendirilmesi ile birlikte izlenebilirlik mekanizmalarının kurulması Türkiye tarımının geleceği açısından kritik önemdedir.
İklim Krizi ve Tarımsal Dirençlilik
İklim değişikliği, tarım sektörü üzerinde en büyük etkiye sahip çevresel sorunlardan biridir. Artan sıcaklıklar, yağış rejimlerinin değişmesi, kuraklık, sel ve dolu gibi ekstrem hava olayları hem üretim miktarını hem de kalitesini doğrudan etkilemektedir (IPCC, 2022). Tarım sektörü bir yandan iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektörlerden biri olurken, aynı zamanda sera gazı emisyonlarının da önemli bir kaynağıdır. Bu nedenle, tarımsal üretimin iklim krizine karşı dirençli hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır. İklime dirençli tarım; toprak sağlığını koruyan tekniklerin uygulanmasını, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını, çeşitliliğe dayalı üretim modellerini ve erken uyarı sistemlerini kapsamaktadır (UNDP Türkiye, 2021).
Türkiye özelinde ise, özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde kuraklık riski giderek artmakta; yer altı su kaynakları azalmaktadır. Bu durum, kuraklığa dayanıklı tohum geliştirilmesi, modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması ve çiftçilere yönelik iklim okuryazarlığı eğitimlerinin artırılmasını gerekli kılmaktadır (Tarım ve Orman Bakanlığı, 2023). Aynı zamanda, tarımsal sigortacılığın yaygınlaştırılması ve afet sonrası destek mekanizmalarının hızla devreye alınması, iklim krizine karşı dirençlilik açısından kritik araçlardır.
Tarım 4.0: Dijitalleşen Tarımın Geleceği
Tarımda yaşanan dönüşümün en çarpıcı boyutlarından biri, dijital teknolojilerin üretim süreçlerine entegre edilmesidir. Tarım 4.0 olarak adlandırılan bu paradigma, nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ, büyük eri analitiği, robotik sistemler, drone teknolojileri ve uydu görüntüleme gibi yenilikçi çözümlerle tarımın verimliliğini, izlenebilirliğini ve sürdürülebilirliğini artırmayı hedeflemektedir (Altınçekiç & Demirtaş, 2022).
Örneğin, sensör destekli toprak analizleri sayesinde hangi tarlaya ne kadar gübre veya su gerektiği bilimsel verilerle belirlenebilmekte; böylece kaynak israfı önlenirken çevre dostu üretim yapılabilmektedir. Yapay zeka tabanlı tahmin modelleriyle hastalık ve zararlıların erken tespiti mümkün olmakta; dronlar aracılığıyla ilaçlama, ekim ve veri toplama işlemleri yüksek hassasiyetle gerçekleştirilebilmektedir (Brennan vd., 2018).
Türkiye’de Tarım 4.0 uygulamaları henüz başlangıç aşamasında olmakla birlikte, kamu politikaları ve özel sektör yatırımlarıyla bu alanda ivme kazanılmaktadır (Tarım ve Orman Bakanlığı, 2023). Tarımda dijitalleşmenin yaygınlaştırılabilmesi için kırsal alanlarda internet altyapısının geliştirilmesi, çiftçilerin dijital okuryazarlık düzeyinin artırılması ve girişimciliğin desteklenmesi önem arz etmektedir. Ayrıca, tarım verilerinin bütüncül biçimde toplanması, analiz edilmesi ve karar destek sistemlerine entegre edilmesi yönünde kamu-üniversite-özel sektör iş birliklerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye İçin Stratejik Öncelikler
Türkiye, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik, farklı iklim kuşakları, verimli toprakları ve genç nüfusu ile önemli bir tarım potansiyeline sahiptir. Ancak bu potansiyelin stratejik bir vizyonla değerlendirilmesi gerekmektedir. Aşağıda Türkiye tarımı için bazı temel öncelikler özetlenmiştir:
Veri Temelli Tarım Planlaması: Tarım arazilerinin niteliği, ürün desenleri, su kaynakları ve iklimsel değişkenlikler dikkate alınarak veri tabanlı, bölgesel ve ürün bazlı planlamalar yapılmalıdır (TÜİK, 2024). Tarımsal üretimde arz-talep dengesi gözetilmeli; üretim fazlası ya da açığı riskine karşı dinamik izleme sistemleri kurulmalıdır.
Kırsalda Gençleşme ve Kadın Güçlenmesi: Tarımın geleceği için gençleri bu alana çekmek, eğitim ve teknolojiyle donatılmış yeni kuşak üreticiler yetiştirmek elzemdir. Kadın üreticilerin desteklenmesi, üretici örgütlerinde ve karar alma süreçlerinde etkin rol almaları sağlanmalıdır (UNDP Türkiye, 2021).
Akıllı Kooperatifçilik ve Ortaklık Modelleri: Küçük üreticilerin bir araya gelerek ortak altyapı ve pazarlama çözümleri geliştirmesi sağlanmalı; kamu-özel sektör-STK iş birlikleri ile üretici birlikleri daha etkin hale getirilmelidir (Kızılay & Gündoğmuş, 2020).
Ar-Ge ve Üniversite-Sanayi İş Birliği: Tarımsal araştırmalar desteklenmeli, üniversitelerle sektör arasında etkin bilgi akışı sağlanmalı, inovatif tarım teknolojileri sahaya hızla aktarılmalıdır. Tarım teknoparkları ve girişimcilik merkezleri bu dönüşümde kilit rol oynayabilir (World Bank, 2021).
Gıda Egemenliği ve Güvenliği: Yerli üretimin desteklenmesi, stratejik ürünlerde dışa bağımlılığın azaltılması ve sağlıklı gıdaya erişimin güvence altına alınması temel hedefler arasında yer almalıdır. Bu doğrultuda, ulusal tohum politikalarının güçlendirilmesi, agroekolojik üretimin desteklenmesi ve gıda zincirinin izlenebilirliği sağlanmalıdır (FAO, 2021).
Sonuç: Bilgi, Teknoloji ve Sürdürülebilirlik Ekseninde Yeni Bir Tarım Vizyonu
Bu kitap, tarım alanında farklı uzmanlık alanlarından gelen akademisyenlerin katkısıyla hazırlanmış olup, yukarıda çizilen çerçeve doğrultusunda Türkiye’nin tarımsal kalkınmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Kitapta yer alan bölümler; tarım ekonomisinden teknolojik yeniliklere, iklim değişikliğinden tarım politikalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Tarımın geleceği, geçmişin deneyimlerinden öğrenerek, günümüzün teknolojilerini kullanarak ve sürdürülebilirlik ilkelerini merkeze alarak şekillendirilebilir. Bu bağlamda, bilgiye dayalı, katılımcı, çevre dostu ve adil bir tarım vizyonu inşa etmek; sadece bugünün değil, gelecek kuşakların da sorumluluğudur.
Kaynakça
Altınçekiç, H., & Demirtaş, B. (2022). “Tarım 4.0 Uygulamaları: Dijitalleşmenin Tarım Üzerindeki Etkileri”. Tarım Bilimleri Dergisi, 28(3), 410–426.
Brennan, M., Ryan, M., & Hennessy, T. (2018). “The Role of Data and Technology in the Future of Agriculture”. Agricultural Systems, 160, 1–2.
Çakmak, E. H. (2019). “Türkiye’de Tarım Politikaları: Tarihsel Gelişim ve Güncel Sorunlar”. Tarım Ekonomisi Dergisi, 25(2), 123–140.
European Commission (2023). “The Common Agricultural Policy at a Glance”. [https://ec.europa.eu](https://ec.europa.eu)
FAO (2021). “The State of Food and Agriculture: Making Agrifood Systems More Resilient to Shocks and Stresses”. Food and Agriculture Organization of the United Nations. [https://www.fao.org].
IPCC (2022). “Climate Change 2022: Impacts, Adaptation and Vulnerability”. Sixth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change.
Kızılay, M. E., & Gündoğmuş, E. (2020). “Tarımda Kooperatifçilik ve Ortaklık Modelleri”. Ziraat Mühendisliği Dergisi, (117), 35–45.
OECD (2020). “Innovation, Productivity and Sustainability in Food and Agriculture: Main Findings from Country Reviews and Policy Lessons”. OECD Publishing.
Tarım ve Orman Bakanlığı (2023). Tarımda Dijitalleşme Raporu. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü.
TÜİK (2024). “Tarımsal Yapı ve Üretim İstatistikleri”. Türkiye İstatistik Kurumu. [https://tuik.gov.tr].
UNDP Türkiye (2021). İklim Değişikliğine Uyum ve Tarımda Dirençlilik Raporu. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı.
World Bank (2021). Transforming Food Systems for a Rising India. World Bank Group
İÇİNDEKİLER
İsmail Faruk AKSU / Sunuş
Erol TURAN / Giriş: Tarımın Dönüşen Yüzü ve Türkiye İçin Stratejik Yol Haritası
Mehmet KILIÇ / Türk Tarımının Geleceği: Sorunlar, Fırsatlar ve Sürdürülebilirlik Perspektifi
Mustafa ÖZSARI / Sözleşmeli Tarımın Verim, Çiftçi Refahı ve Gıda Güvenliği Üzerindeki Etkileri
Ergin BAYRAKDAR & Erol TURAN / Küresel Tarım Politikaları ve Tarım Diplomasisi
Erol TURAN & Ali KARABACAK & Aybars KÖSE / Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikalarının Türk Tarım Sektörüne Etkileri
Murat POLAT / Türkiye’nin Stratejik Sektörü: Tarım, Gıda ve Hayvancılığın Geleceği
Bekir Cihan UÇKAÇ & Savaş ÇEVİK / Tarım Sektörüne Devlet Müdahalesi ve Tarım Politikaları: Küresel Eğilimler ve Türkiye Deneyimi
Mehmet Cavit SEZER / Türk Tarımında Tarla Bitkileri Yetiştiriciliği ve Geleceği
Ziya ALTAŞ / Tarımda Dijital Teknolojiler
Ezgi AYTAÇ / Kenevirin Yeniden Doğuşu: Türkiye’nin Sürdürülebilir Geleceğinde Stratejik Bir Bitki
Navid KHALEGHİMOGHADDAM / Tasarımın Tarımla Buluştuğu Nokta: Akıllı Üretim Mekânlarının Mimari Kurgusu
Osman MÜCEVHER / Tarımsal Üretimde Karbon, Su Ayak İzi ve Atık Yönetimi
Mehmet ALTUNKAYA / Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Paylaşılması: Hukuki Düzenlemeler ve Ekonomik Etkiler
Erdal YÖRÜK / Agromarketing Perspektifinden Reklamcılık: Tarımsal Değer Zincirinde Bir Dönüştürücü Güç
Ali TUNCER / İklim Değişikliği Bağlamında Tarımsal Sulama: Küresel Eğilimler ve Türkiye Örneği
Selcan EROĞLU & Mustafa Alparslan UMARUSMAN / Türk Tarımında Bahçe Bitkileri Yetiştiriciliği ve Geleceği
Mustafa Alparslan UMARUSMAN / Tarımsal Üretimde Bitki Hastalıkları, Mücadelesi ve Güncel Yaklaşımlar
Erol TURAN & Bekir Cihan UÇKAÇ / Türkiye’de Tarım Kooperatifleri: Pankobirlik, Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi, Konya Şeker ve Torku Üzerine Bir İnceleme
Cem ERDOĞAN / Türkiye Tarımında Zararlılar, Tarihçesi, Mücadelesi ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Harun MERAL / Tohumlarda Priming Teknolojisi: Etki Mekanizmaları, Tarımsal Uygulamalar ve Stratejik Gelecek Öngörüleri