EDİTÖRÜN NOTU
Alanında temayüz etmiş kıymetli hocalarımız tarafından üzerinde çok fazla çalışılmamış konularda hazırlanan özgün makaleleri bir araya getirdiğimiz bu yeni sayımızla tekrar karşınızdayız. Bu sayımızda birbirinden konu itibarıyla farklı alanlarda kaleme alınmış yazılara yer verdik.
Dr. Selim ÖZTÜRK, “Türk Siyasî Tarihinde Medya ve Siyaset İlişkileri Üzerine Bir İnceleme: 12 Mart’tan 28 Şubat’a” başlıklı makalesinde, “Dördüncü Erk” olarak da anılan medyanın Türkiye’de siyaset üzerindeki etkilerini incelemektedir. TRT’nin kurulduğundan beri iktidar ile muhalefet arasındaki siyasî mücadelenin bir parçası olduğunu savunan Öztürk, özel televizyon kanalların kurulmasının bu duruma nasıl etki ettiğini irdelemekte ve TRT'nin hâkim olduğu dönemlerde siyasî erkin televizyona hâkim olma çabası içerisindeyken özel kanalların kurulmasıyla adından medyanın siyasî erke nüfuz etmeye başladığı sonucuna varmaktadır.
“Doğu İllerinde Asayişin Sağlanmasına Yönelik Tedbir ve Uygulamalar (1934-1938)” başlıklı makalesine yer verdiğimiz Doç. Dr. İsmet TÜRKMEN, asayiş ve iç güvenliğin Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana en önemli meselelerden biri olduğunu vurgulamakta, Osmanlı’nın son zamanlarındaki siyasî, sosyal ve ekonomik şartların Cumhuriyet döneminin asayiş durumuna nasıl etki ettiğini ortaya çıkarmaktadır. Makale, Cumhuriyet’in asayiş ve güvenliğe bakışının sadece askerî tedbirlere dayanmayıp sosyo-ekonomik kalkınmaya ve bölgeler arası farklılıkları gidermeye yönelik araç ve politikalara da yer verdiğine işaret etmektedir.
Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK, “Tarihî Süreç İçerisinde Dicle ve Fırat Nehirleri Hakkında Kısa Bir Değerlendirme” başlıklı makalesinde, “Mezopotamya” ya da “el-Cezîre” olarak bilinen stratejik bölgeyi ortaya çıkaran Dicle ve Fırat nehirlerin tarihin her döneminde bulundukları bölgeye ekonomik katkı sağladığını, bununla birlikte ise nehirlerin siyaset ve güvenlik açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ve bu yüzden de tarih boyunca söz konusu bölgenin ülkeler arasında bir mücadele sahası olageldiğini anlatmakta, yaşanan onca göç hareketi, siyasî çalkantı ve çatışmaların bu bölgedeki Türk kültürünün izlerinin silemediğini vurgulamaktadır.
Doç. Dr. Ömer KUL, “Kapitalizmin Uluslararası Hâkimiyet Mücadelesi ve Çin” başlıklı çalışmasında, küresel siyasette” tek kutup” oluşturmayı hedefleyen ABD öncülüğündeki kapitalist sistemin son yıllarda siyasî ve ekonomik olarak güçlenen Çin gibi ülkeler tarafından nasıl sınandığını incelemektedir. Kul, önümüzdeki dönemde küresel güçler arasındaki mücadelenin merkez noktasının Ortadoğu'dan Asya-Pasifik ve Güneybatı Asya bölgesine kayacağına ve diyalog imkânlarının kesilmesi halinde sıcak çatışmaların da yaşanabileceğine işaret etmektedir.
Fatma ÇALİK ORHUN, “Sevr’den Lozan’a Kadar Olan Dönemde Türk-Macar İlişkileri” başlığını taşıyan çalışmasında, Birinci Dünya Savaşında müttefik olan Türkler ve Macarlar arasındaki tarihî ilişkiyi incelemekte, Mohaç Savaşı ile Osmanlı hâkimiyeti altına giren Macarlarda ilk dönemde oluşan hasmâne tutumun zaman içerisinde bir dostluk ilişkisine evrildiğini anlatmaktadır. Yazar, Sevr Antlaşmasıyla benzerlikler taşıyan Trianon Antlaşması ile ülke topraklarının ve nüfusunun neredeyse yarısını kaybeden Macarların Türk Milli Mücadelesini örnek aldıklarını ve yakından takip ettiklerini, bu süreçte kurulan ilişkilerin Cumhuriyet döneminde gelişen Türk-Macar dostluğuna da temel teşkil ettiğini ortaya koymaktadır.
Bir sonraki sayıda buluşmak üzere, iyi okumalar diliyoruz.
Doç. Dr. Mehmet GÜNAL
Editör
İçindekiler
Mehmet GÜNAL | Editörün Notu | 7-8 |
Selim ÖZTÜRK | Türk Siyasî Tarihinde Medya ve Siyaset İlişkileri Üzerine Bir İnceleme: 12 Mart’tan 28 Şubat’a | 9-34 |
İsmet TÜRKMEN | Doğu İllerinde Asayişin Sağlanmasına Yönelik Tedbir ve Uygulamalar (1934-1938) | 35-80 |
İbrahim YILMAZÇELİK | Tarihî Süreç İçerisinde Dicle ve Fırat Nehirleri Hakkında Kısa Bir Değerlendirme | 81-96 |
Ömer KUL | Kapitalizmin Uluslararası Hâkimiyet Mücadelesi ve Çin | 97-120 |
Fatma ÇALİK ORHUN | Sevr’den Lozan’a Kadar Olan Dönemde Türk-Macar İlişkileri | 121-153 |