EDİTÖRÜN NOTU
Dünyada ve özellikle de bölgemizdeki gelişmeler, yüz yıl sonra yeni bir paylaşım savaşının yaşandığını açıkça göstermektedir. Türkiye; Ortadoğu, Asya ve Kafkasya gibi enerji kaynakları bakımından yüksek potansiyele sahip bölgelerin tam merkezinde ve geçiş yollarının kesişme noktasında olan bir ülke konumundan dolayı son derece stratejik bir öneme sahiptir.
Ortadoğu’da BOP projesi kapsamında “Arap Baharı” hareketleriyle başlayan ve ülkemizi de etkileyen savaş ve dramların merkezinde enerji kaynaklarına ve geçiş güzergâhlarına hâkim olma kavgası yatmaktadır. Bugün Irak ve Suriye’de yaşananlar ve Doğu Akdeniz’de “enerji dalaşı" adı verilen gruplaşmalar ve çatışmaların temelinde de bu hâkimiyet kavgası yatmaktadır.
Enerjinin ekonomik boyutunun yanısıra siyasi, diplomatik, çevresel ve insanî boyutları da bulunmaktadır. Enerjide, dışa bağım-lılık en aza indirilirken enerji tedariki ve güvenliğinin sağlanması, enerjide verimliliğin ve milli kaynakların payının artırılması ülkemiz açısından son derece önemlidir.
Her yıl ithal ettiğimiz enerjinin faturası ve bir kırılganlık unsuru olan cari açığımıza katkısı dikkate alındığında konunun önemi daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu öneme binaen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Daha Çok Yerli, Daha Çok Yenilenebilir” sloganıyla hazırladığı Milli Enerji ve Maden Politikası Stratejisi ve 2015-2019 Stratejik Planında yer alan hedefler çerçevesinde, başta yerli kömür olmak üzere rüzgâr, güneş, hidrolik, jeotermal gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın enerji portföyündeki payı bir taraftan artırılırken, diğer taraftan enerji üretiminde nükleer enerjiden de yararlanılabilmesi için Akkuyu ve Sinop Nükleer Güç Santralleri (NGS) Projeleri bir an önce hayata geçirilmelidir.
Dışa bağımlılığımızın önemli bir unsuru olan doğal gazda kaynak ve güzergâh çeşitlendirmeye ve mevcut LNG depolama tesislerinin kapasitelerinin artırılmasına ve yeni tesislerin ivedilikle hayata geçirilmesine olan ihtiyaç açıktır. Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projelerine ek olarak, TANAP ve Türk Akımı gibi projelerinin de tam kapasite faaliyete geçmesiyle ülkemizin bölgedeki önemi daha da artacaktır. Bu kapsamda enerjide 2023 hedeflerine ulaşabilmek için, Türkiye bir yandan nükleer enerji, doğal gaz ve yenilenebilir enerji alanlarında büyük çaplı ve uluslararası projeleri gerçekleştirirken diğer yandan ilkeli ve etkin bir enerji diplomasisi yürüterek enerji transit noktası olmaktan enerji ticaret merkezi olma noktasına gelebilecektir.
Tüm bu gerekçelerle dergimizin bu sayısında Prof. Dr. Timuçin Kodaman’ın sayı editörlüğünde ülkemiz ve bölgemiz açısından son derece önemli olan enerji konusunu tüm yönleriyle ele aldık. Enerji arz güvenliğini ve uluslararası ilişkiler boyutunu dikkate alan makalelerin okuyucularımıza, uzmanlara ve politika yapıcılara ışık tutacağına inanıyoruz.
Başta dergimizin sahibi ve TASAV Başkanı Sayın İsmail Faruk Aksu olmak üzere, sayı editörümüz Sayın Prof. Dr. Timuçin Kodaman’a, yazıları ile bizleri bilgilendiren tüm akademisyenlere, Yazı İşleri Müdürümüz Sayın Konur Alp Koçak’a, Yayın Kurulu ve Danışma Kurulu üyelerimize, dergimizin tasarım ve basım işlerini gerçekleştiren Net Ofset’in çalışanlarına şükranlarımı sunuyor, bir sonraki sayıda buluşmak üzere, iyi okumalar diliyorum.
Doç. Dr. Mehmet GÜNAL
Editör
SAYI EDİTÖRÜNÜN SUNUŞU
Sanayi İnkılâbı’nın başladığı 19. yüzyıl başından beri dünyada enerji kaynaklarına sahip olabilme veya bunlara güvenli ve sürekli erişim uluslararası politikanın en önemli konularının başında gelmektedir. Birincil enerji üretiminde en büyük paya sahip olan kaynaklar sırasıyla petrol, kömür ve doğal gazdır. Dünya üzerinde tüketilen enerji kaynaklarının dağılımına bakıldığında, tüketimin 2/3’ten fazlasının kömür, petrol, doğal gaz gibi kısıtlı fosil yakıtlardan elde edildiği görülmektedir. Günümüzde enerji üretiminde en büyük pay %87’lik oranla tükenecek olan yakıtlardan, geriye kalan %13’lük pay ise, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır.
Realist ve Neo-Realist kuramlara göre savaş, dış politika araçlarının arasındadır ve silahlı toptan muharebe olarak değerlendirilmektedir. Yapılan askerî operasyonlar görünürde başka gerekçelerle açıklanırken, arka planında enerji kaynaklarının yattığını askerlerin işgal ettikleri bölgelere ayak basar basmaz enerji kaynaklarının haritasını çıkarmaya çalışmalarından da anlaşılmaktadır. Günümüzün gelişmiş ülkelerinin birçoğu kalkınmışlıklarını enerji bölgelerine yaptıkları müdahale ve işgallere borçludurlar. Gelecekte de enerji kaynak ve nakil hatlarını kontrol eden güçler süper güç tanımını sürdürürken, diğer devletler bu özelliklerini devam ettiremeyeceklerdir.
1.Dünya Savaşı’ndan itibaren dünya üzerinde meydana gelen çatışmaların görünürdeki sebepleri bir yana, arka planında gelişmiş devletlerin enerji rezervlerine sahip olma yahut enerji nakil güzergâhlarını kontrol altında tutma isteklerinin olduğu görül-mektedir. İnsanların ihtiyacının karşılanmasında ve kalkınmadaki rolü göz önüne alındığında, devletler arasında yaşanan siyasi krizlerin ve devlet dışı silahlı aktörler arasındaki çatışmaların enerji kaynaklarının bulunduğu bölgelerde yoğunlaştığı gözlenmektedir.
Konunun önemine ve bu alana yönelik artan meraka istinaden, dergimizin bu sayısında Avrasya bölgesinde enerji ve bunların nakil konuları üzerine hazırlanan makalelerde uluslararası ilişkiler bölümlerinden akademisyenler, konunun farklı boyutlarını ele alıp tartışılmakta, bu çerçevede birçok soruya cevap aramaktadır.
Dr. Öğr. Üyesi Cemal KAKIŞIM tarafından hazırlanan “Avrupa’ya Ulaşan Alternatif Enerji Nakil Hattı: Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi” isimli makalede enerjiye ihtiyaç duyan gelişmiş Avrupa kıtasının ihtiyaçları için Türkiye güzergâhının önemi irdelenmektedir.
İkinci makalede Dr. Öğr. Üyesi Ekrem Yaşar AKÇAY “Müzakere Sürecinden Günümüze Türkiye’nin Avrupa Birliği Enerji Politikasına Uyumu” isimli makalesinde Avrupa Birliği ve Türkiye arasında müzakere sürecinde enerji uyumu ile ilgili konulara açıklık getirmeye çalışılmıştır.
Dr. Öğr.Üyesi Esme ÖZDAŞLI, “Bir Dış Politika Aracı Olarak Azerbaycan’ın Enerji Güvenliği ve Politiği” başlıklı çalışmasında, bağımsızlığını yakın tarihte kazanan Azerbaycan’ın sahip olduğu enerji kaynaklarını dış politika aracı olarak nasıl kullanmaya çalıştığı irdelenmektedir.
Dr. Öğr.Üyesi Haktan BİRSEL, “Enerji İşbirliği Temelli Çin’in Yeni Güvenlik Yaklaşımı ve Çin-İran Stratejik Düzleminde Etkili Adımlar” başlıklı makalesinde, dünyanın yeni güç odaklarından Çin’in İran ile enerji işbirliği üzerinden güvenlik yaklaşımlarına cevap aramaktadır.
Doç.Dr. Yalçın SARIKAYA ve Hanzade COŞKUN, ”Kritik Enerji Altyapısı Güvenliği Bakımından Türkiye: Kavramlar, Kurumlar, Analiz” başlıklı makalelerinde Türkiye ve enerji güvenliği konusunda teorik çerçeve açısından bir analiz yaparak çeşitli sorulara cevap aramaktadır.
Son olarak Dr. Öğr. Üyesi Özlem DEMİRKIRAN, “Bölgesel İşbirliği ve Barışın Tesisinde Enerji Boru Hatlarının Rolü Olabilir Mi? Rusya-Trans-Kore Doğalgaz Boru Hattı Örneği” başlıklı çalışmasında enerji nakil güvenliğinin bölgesel barışa katkısını Rusya-Trans-Kore boru hattı örneği üzerinden tahlil etmektedir.
Zengin bir içerikle hazırlamaya çalıştığımız ”Avrasya Bölgesinde Enerji Güvenliği” sayımızın akademisyenler, araştırmacılar ve bu konulara özel ilgi duyan herkes için verimli bir kaynak olacağı temennisiyle iyi okumalar dilerim.
Prof. Dr. Timuçin KODAMAN
Sayı Editörü
İÇİNDEKİLER
Timuçin KODAMAN | Sayı Editörünün Sunuşu | 9-11 |
Cemal KAKIŞIM | Avrupa’ya Ulaşan Alternatif Enerji Nakil Hattı: Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi | 13-29 |
Ekrem Yaşar AKÇAY | Müzakere Sürecinden Günümüze Türkiye’nin Avrupa Birliği Enerji Politikasına Uyumu | 31-51 |
Esma ÖZDAŞLI | Bir Dış Politika Aracı Olarak Azerbaycan’ın Enerji Güvenliği ve Politiği | 53-87 |
Haktan BİRSEL | Enerji İşbirliği Temelli Çin’in Yeni Güvenlik Yaklaşımı ve Çin-İran Stratejik Düzleminde Etkili Adımlar | 89-100 |
Yalçın SARIKAYA Hanzade COŞKUN |
Kritik Enerji Altyapısı Güvenliği Bakımından Türkiye: Kavramlar, Kurumlar, Analiz | 101-120 |
Özlem DEMİRKIRAN | Bölgesel İşbirliği ve Barışın Tesisinde Enerji Boru Hatlarının Rolü Olabilir Mi? Rusya-Trans-Kore Doğalgaz Boru Hattı Örneği | 121-141 |