Türk Silahlı Kuvvetleri, Barış Pınarı Harekâtı ile bekasını ve millî varlığını tehdit eden hain ve bölücü örgütleri yuvalandıkları ve saklandıkları coğrafî alanlarda etkisiz hâle getirmek için kutlu bir sefere çıkmıştır. Başlatılan harekât, şüphesiz ki uluslararası hukuka uygun, meşruiyet sınırları içinde icra edilmektedir.
Bize göre terör örgütlerinin belinin kırılması, Türkiye’yi tehdit eden oluşumların sonlandırılması, hasmane niyetlerin bozguna uğratılması, Türk milletinin varoluş gayesi çerçevesinde bin yıllık kardeşlik hukukunun yaşatılması, kısacası Türk devletinin ve Türk milletinin bekasının korunması için bu harekât kaçınılmaz ve hayatî önemdedir.
Bu harekât vesilesiyle inşallah Türk milleti terör belasından kurtulacak, PKK/YPG/PYD ve DEAŞ başta olmak üzere bölgeyi tehdit eden tüm terör unsurlarının temizlenmesiyle birlikte bölgede yaşayan halkın da huzur ve güvenliği temin edilmiş olacaktır.
Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasından itibaren AB ve Arap Birliği gibi siyasî oluşumlar ile bazı ülkelerdeki medyanın ve sivil görünümlü yapıların Türkiye’yi işgalci olarak gösterme gayretleri, Türkiye’yi ambargo tehditleri ile caydırma girişimleri tamamen haksız, hadsiz, hukuksuz ve gayrı meşru, aynı zamanda da beyhude girişimlerdir.
Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanadır. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden oluşumların karşısındadır. Barış Pınarı Harekâtı da bu ilke esas alınarak sadece bölgedeki terör oluşumlarını bertaraf etmek gayesi ile yapılmaktadır.
Geçmişi insan hakları ihlalleri, hukuk tanımazlıklar ve zorbalıklarla malul bu ülkelerin ve amacı Türk düşmanlığı olan birtakım yapıların riya ve çifte standartla dolu sicilleri Türk milleti tarafından gayet iyi bilinmektedir. Türk milleti kutlu tarihinin çeşitli evre ve aşamalarında hak, adalet ve insanlığın ne olduğunu emsalsiz uygulamalarla dünyaya göstermiş bir millettir. Türkiye Cumhuriyeti de sadece bir devletin adı değil, şartlar ne olursa olsun mazlumların yanında, zalimlerin karşısında durmayı şiar edinmiş bir geleneğin ve bu geleneği toplumsal kodlarına işlemiş hakşinas ve adalet düşkünü Türk milletinin temsilcisidir. O sebeple, yapılmaya çalışılan mesnetsiz, kötü niyetli, çirkin hesaplara dayalı karalama ve iftira girişimlerinin tümü, haklılığının farkında olan Türk milleti tarafından esefle karşılanmaktadır.
Bu kapsamda, düşünce kuruluşu niteliğiyle temayüz etmiş bir sivil toplum kuruluşu olarak; hareket noktası akıl, bilimsel düşünce ve objektiflik olan ulusal ve uluslararası düşünce kuruluşlarını ve sivil toplum kuruluşlarını, Türkiye’nin haklı mücadelesinde göreve ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye davet ediyoruz.
Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) olarak Barış Pınarı Harekâtı’nı yürekten desteklediğimizi bu vesileyle tüm dünyaya ilân ediyoruz. Türkiye’nin egemenlik haklarını, aziz milletimizin güvenliğini ve huzurunu tehdit eden terörist oluşumların sınırlarımızın içinden ve dışından tamamen temizleneceğine olan kuvvetli inancımızı ifade ediyoruz.
Harekât sırasında şehit düşen milletimizin kahraman evlâtlarını ve onların şahsında tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize Allah’tan şifa diliyor, Barış Pınarı Harekâtı’na katılan kahraman askerlerimizin hiçbirinin ayağına taş değmemesi, gözüne çöp batmaması dua ve temennimizi tekrarlıyoruz.
Saygılarımızla,